İslam Kütüphanesi

Küfür olmayan sözler -4-

Küfür olmayan sözler -4-
Bu yazıyı sesli olarak dinleyebilirsiniz
Ses dosyasını dinlemek için Flash Player gereklidir.
* (Babam öldü, hemen mezarını yaptırdım) diyene kızıyorlar, israftır, dine aykırıdır diyorlar.
Mezar düşmanı olduğunu çekinmeden açıklıyorlar. Âlimlere evliyaya türbe yaptırmak bile caizdir. Bunun için atalarımıza dil uzatmak çok yanlıştır. Aynı zihniyet enbiya ve evliya kabirlerin yardım istemeye de, onlar için kurban kesmeye de şirk diyorlar. Allah rızası için kurban kesip sevabını yatırdaki evliyaya bağışlamanın dinen bir mahzuru yoktur. Hele şirk ile zerre kadar ilgisi yoktur. Evliya kabirlerine gidip evliyanın aracı olmasını istemenin şirkle bir ilgisi yoktur. Biz her şeyin yaratıcısının ve o evliyaya yardım etme gücünü verenin Allahü telâlâ olduğunu biliyoruz. En cahil bir kimse de, insanın yaratıcı olmadığını bilir. Onun için evliya kabirlerine dua etmeye giden kimselere müşrik demek çok çirkin bir harekettir.


* Kötü bir iş yapılırken, (Elâlem ne der, dost düşman ne der) sözüne de saldırıyorlar. Halbuki diğer sözler gibi, bu söz de dinimize aykırı değildir. Kuldan utanmayan Allah’tan da utanmaz. Bir kötülüğü işlerken Allah’tan utanmayan kimse, hiç değilse kuldan olsun utanmalıdır. Kötü örnek olacağı için kötülüğü açıktan işlemek daha fazla günahtır. Açıktan oruç yemek gizli yemeye göre daha büyük günahtır. Onun için dinimizde açıktan oruç yiyen dünyada da cezalandırılır. Çünkü kötülüğe örnek oluyor.

Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Kim, dünyada günahını gizlerse, Allahü teâlâ da, Kıyamette, o günahı herkesten saklar.) [Müslim]

(Bir günaha düşen, Allah’ın örtüsünü, onun üzerinde bulundurmalıdır!) [Müslim]

İnsanlardan utanarak günahı gizlemek de hayâdandır. Hayâ da imandandır. Günah gizlenmezse, fasıklar bundan cesaret alır. (Falanca günah işliyor. Ben de işlesem ne çıkar?) diyebilir. Riya olmaması için ibadeti gizlemek caizdir. Onun için (Kabahat da gizli, ibadet de gizlidir) denmiştir. Bunun gibi atasözlerinin çoğu bir hadis-i şerife dayanmaktadır. (Hayâ elbisesine bürünenin aybı görülmez. Duyulunca hoşlanılacak şeyleri yap! Kimsenin duymasını istemediğin ve duyulunca insanların hoşlanmıyacağı şeylerden kaç!) buyurulmuştur. Yani dost düşmanın ayıplıyacağı kötülükleri yapmamalıdır.


*
Eli karalılar, saldıracak yer arıyorlar, (İyi atadan kötü evlat, kötü atadan iyi evlat olabilir, sözü bâtıl bir sözdür, hiçbir dayanağı yoktur) diyorlar.
Bu çok normal bir sözdür. Âdem aleyhisselam, Nuh aleyhisselam, büyük birer peygamber oldukları halde, çocuklarından kâfir olanlar da olmuştur. Aksine Ebu Cehilin oğlu, Eshab-ı kiramdan olmakla şereflenmiştir.


*
Adamlar her düğünü oyun eğlence sandıkları için, (Sünnet düğününde Kur’an okumak küfürdür) diyorlar.

Halbuki içkisiz yapılan ve başka haram bulunmayan sünnet düğünlerinde mevlit ve Kur’an-ı kerim okutmakta hiç mahzur yoktur. Müzik varsa, davul veya def çalınıyorsa, eğlence arasında elbette Kur’an-ı kerim okunmaz. Sünnet düğünü sebebiyle Kur’an-ı kerim okumaya engel olmak çok çirkin bir harekettir.


*
(Allah cezanı versin demek bedduadır, böyle söylemek haramdır) deniyor.
Ceza kelimesi, iyi veya kötü karşılık, mükafat demektir. Mesela ahirete, iyilik ve kötülüklerin karşılığının verildiği yer anlamında dâr-ül-ceza denir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İyilik gördüğüne, cezakellahü hayran kesira [Allah, seni çok hayırla mükafatlandırsın] diyen, ona en büyük duayı etmiş olur.) [İ.Asakir]

Allah seni mükafatlandırsın anlamında Allah cezanı versin demek beddua olmaz. Atalarımız Arapça bildiği için böyle konuşurlardı. Yeni neslin bunları bilmediği için beddua sanması yadırganmaz.


*
(Gözden ırak olan gönülden de ırak) olur sözünü de beğenmiyor.
Halbuki bu mealde hadis-i şerif vardır. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Kalb [gönül] çok zaman his organlarına bağlıdır. Duygu organlarından uzak olanlar, gönülden de uzak olur. Hadis-i şerifte, (Göz görmeyince, gönülden de ırak olur) buyuruldu. Bu hadis-i şerif, kalbin duygu organlarına bağlı bulunduğu mertebeyi göstermektedir. Tasavvuf yolunun nihayetine varılınca, kalbin his organlarına bağlılığı kalmaz. Histen uzak olmak, kalbin yakın olmasını bozmaz. Bunun içindir ki, tasavvuf büyükleri, başlangıçta ve yolda olanların, olgun rehberin yanından ayrılmalarına izin vermemişlerdir.

(Bir şeyin hepsi yapılamazsa, hepsini de elden kaçırmamalı) sözüne uyarak yolunuzu değiştirmeyin! Uygunsuz kimselerle arkadaşlık etmekten, elden geldiği kadar sakının! (M.117)

İslam âlimlerinin eserlerinden ırak olanlar, onların gönüllerinden de ırak olurlar.


*
(İyi işler, iyi günler, iyi yolculuklar) demeye saldırıyorlar. Hayırlı işler, hayırlı günler demek gerekiyormuş.

Arapça olan hayrın, yaklaşık Türkçe karşılığı iyi kelimesi ile ifade edilir. Ha hayırlı dediniz, ha iyi dediniz fark eden bir şey olmaz. Bunun gibi ifadeleri bir problem haline getirmek yanlıştır.


* Malum yağlı karalılar, (Bana göre şöyle, bence böyle) sözünü tenkit ederek birkaç güzel örnek vermişler, fakat yazdıkları üç ciltlik eserleri şahsi görüşle, bana göre ile doludur. Atalarımız, bunun gibiler için, (Bu ne perhiz…) demişlerdir.
 
 
Bugün 4 ziyaretçi (37 klik) kişi burdaydı!

Copyright © 2012 Gizemliilimler.Blogspot.com | Gizemli İlimler | Tüm Hakları Saklıdır | İBRAHİM KARAMAN | Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol