Forum
=> Daha kayıt olmadın mı?Forum - 37-SAFFAT:
Burdasın: Forum => Kuranı Kerim Meali => 37-SAFFAT: |
|
EDEB (şimdiye kadar 1527 posta) |
37-SAFFAT: 1 - Andolsun o saf bağlayıp duranlara. 2 - O haykırıp da sürenlere. 3 - Ve o yolda zikir okuyanlara. 4 - Ki sizin ilâhınız birdir. 5 - O, göklerin, yerin ve aralarındakilerin Rabbidir, bütün doğuların da Rabbidir. 6 - Gerçekten biz dünya göğünü (o yakın göğü bir zinetle, yıldızlarla süsledik. 7 - Onu her inatçı şeytandan koruduk. 8 - Onlar yüksek (melekler) topluluğunu dinleyemezler. Her taraftan kovulup atılırlar. 9 - Uzaklaştırılırlar. Onlara ardı arkası kesilmez bir azab vardır. 10 - Ancak kulak hırsızlığı yapanlar olur. Onu da yakıcı bir alev takip eder. 11 - Şimdi onlara sor: "Yaradılışça kendileri mi daha çetin, yoksa bizim yarattıklarımız mı?" Gerçekten biz onları cıvık bir çamurdan yarattık. 12 - Fakat sen onlara şaşıyorsun, ama onlar (seninle) eğleniyorlar. 13 - Kendilerine hatırlatıldığında da düşünmüyorlar. 14 - Bir mucize gördükleri zaman da eğlenceye alıyorlar. 15 - Ve diyorlar ki: "Bu apaçık büyüden başka bir şey değildir." 16 - "Öldüğümüz ve bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz zaman mı biz tekrar dirilecekmişiz?" 17 - "Önceki atalarımız da mı?.." 18 - De ki: "Evet, hem de sizler çok aşağılanmış olarak (dirileceksiniz)." 19 - Çünkü O (sura üfürmek) zorlu bir kumandadan ibarettir ki, derhal onların gözleri açılıverir. 20 - "Eyvah bizlere! İşte bu hesap günüdür." derler. 21 - (Onlara): "İşte bu, sizin yalanlamakta olduğunuz (iyi ve kötüyü ayırt etme günüdür" denir. 22-23 - Toplayın mahşere o zulmedenleri, eşlerini ve Allah'tan başka taptıkları şeyleri. Toplayın da götürün onları sırata (cehennem köprüsüne) doğru. 24 - Ve durdurun onları, çünkü sorguya çekilecekler. 25 - (Onlara): "Ne oldu sizlere de yardımlaşmıyorsunuz?" (denilir.) 26 - Hayır, bugün onlar teslim olmuşlardır. 27 - Onlar, birbirine dönmüş soruşuyorlar. 28 - Onlar: "Siz bize (uğurlu görünerek) sağdan gelir dururdunuz" derler. 29 - (İleri gelenler de) derler ki: "Hayır, siz inanmamıştınız." 30 - "Bizim de size karşı bir gücümüz yoktu. Fakat siz azmış bir kavimdiniz." 31 - "Onun için üzerimize Rabbimizin azab sözü hak oldu. Şüphesiz azabımızı tadacağız." 32 - "Evet biz, sizi kışkırttık. Çünkü biz azgındık." 33 - O halde hepsi o gün azabda ortaktırlar. 34 - İşte biz günahkarlara böyle yaparız. 35 - Çünkü onlar, kendilerine: "Allah'tan başka ilâh yoktur" denildiği zaman kafa tutuyorlardı. 36 - Ve: "Biz, hiçbir mecnun (deli) şair için ilâhlarımızı bırakır mıyız?" diyorlardı. 37 - Hayır o, hak ile geldi ve bütün peygamberleri tasdik etti. 38 - Elbette siz o acı azabı tadacaksınız. 39 - Bununla beraber başka değil, hep yaptığınız amellerinizle cezalandırılacaksınız. 40 - Sadece Allah'ın ihlaslı kulları müstesnadır. 41 - İşte onlar için belli bir rızık vardır. 42-43 - Meyveler (vardır), Naîm cennetlerinde onlara hep ikram edilir. 44 - (Onlar) Karşılıklı tahtlar üzerindedirler. 45-46 - İçenlere lezzet veren, pınardan doldurulmuş bembeyaz bir kadehle onların etrafında dolaşılır. 47 - Onda ne bir zararlı sonuç vardır, ne de sarhoşluk verir. 48 - Yanlarında iri gözlü, bakışlarını kocalarından başkalarına çevirmeyen hanımlar vardır. 49 - Sanki onlar örtülüp saklanmış yumurta gibidirler. 50 - Derken birbirine dönüp sorarlar: 51 - İçlerinden bir sözcü der ki: "Gerçekten benim bir arkadaşım vardı." 52 - Derdi ki: "Sen gerçekten inananlardan mısın?" 53 - "Öldüğümüz ve bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz zaman biz hakikaten cezalanacak mıyız?" 54 - "Siz onu tanır mısınız?" der. 55 - Derken bakınır ve onu cehennemin ta ortasında görür. 56 - Ona şöyle der: "Allah'a yemin ederim ki, doğrusu sen az daha beni helak edecektin." 57 - "Rabbimin nimeti olmasaydı, ben de bu tutuklananlardan olacaktım." 58-59 - "Nasılmış bak. Biz ilk ölümümüzden başka bir daha ölmeyecek miymişiz? Biz azaba uğratılmayacak mıymışız? 60 - İşte bu büyük kurtuluştur. 61 - Çalışanlar işte böyle bir kurtuluş için çalışsınlar. 62 - Nasıl, bu mu daha hayırlı konukluk için, yoksa zakkum ağacı mı? 63 - Gerçekten biz onu zalimler için bir fitne (imtihan) yaptık. 64 - O bir ağaçtır ki cehennemin dibinde çıkar. 65 - Tomurcukları şeytanların başları gibidir. 66 - Mutlaka onlar, ondan yiyecekler de karınlarını bundan dolduracaklardır. 67 - Sonra üzerine onlar için kaynar bir içecek vardır. 68 - Sonra da dönecekleri yer, şüphesiz cehennemdir. 69 - Çünkü onlar, atalarını sapıklıkta buldular. 70 - Şimdi de kendileri onların izlerinde koşturuyorlar. 71 - Andolsun ki, onlardan öncekilerin çoğu sapıklıkta idiler. 72 - Gerçekten biz onlara içlerinden uyarıcı peygamberler de gönderdik. 73 - Sonra da bak o uyarılanların sonu nasıl oldu? 74 - Ancak Allah'ın ihlas ile seçilen kulları başka. 75 - Andolsun ki Nuh bize seslenip dua etmişti de biz de ne güzel kabul etmiştik. 76 - Biz hem onu, hem ailesini o büyük sıkıntıdan kurtardık. 77 - Hem onun neslini bâki kalanlar kıldık. 78 - Hem de sonradan gelenler içinde güzel bir namını bıraktık. 79 - Bütün âlemler içinde Nuh'a selam olsun. 80 - İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız. 81 - Çünkü o bizim mümin kullarımızdandı. 82 - Sonra diğerlerini suda boğduk. 83 - Şüphesiz ki İbrahim de onun kolundandı. 84 - Çünkü o, Rabbine tertemiz bir kalb ile gelmişti. 85 - O babasına ve kavmine şöyle demişti: "Siz nelere tapıyorsunuz?" 86 - "Yalancılık etmek için mi Allah'tan başka ilâhlar istiyorsunuz?" 87 - "Siz âlemlerin Rabbini ne zannediyorsunuz?" 88-89 - Derken yıldızlara bir baktı da: "Ben gerçekten hastayım" dedi. 90 - O zaman arkalarını dönerek başından kaçışıverdiler. 91 - Derken bir kurnazlıkla onların ilâhlarına vardı da, "Buyursanıza, yemez misiniz?" dedi. 92 - (Cevap vermediklerini görünce de): "Neyiniz var da konuşmuyorsunuz?" (dedi). 93 - Nihayet bir yolunu bulup onlara kuvvetli bir darbe indirdi. 94 - Bunun üzerine birbirlerine girerek ona yürüdüler. 95 - İbrahim dedi ki: "A, siz kendi yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?" 96 - "Halbuki sizi de yaptıklarınızı da Allah yaratmıştır." 97 - Onlar: "Haydin onun için bir yapı yapın da onu ateşe atın." dediler. 98 - Böylece ona bir tuzak kurmak istediler. Biz de kendilerini daha alçak düşürdük. 99 - Bir de dedi ki: "Ben Rabbime gidiyorum, o bana yolunu gösterir." 100 - "Ey Rabbim! Bana salihlerden (bir oğul) ihsan et!" 101 - Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik. 102 - Oğlu, yanında koşacak çağa gelince: "Ey oğlum! Ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum. Artık bak, ne düşünürsün?" dedi. Çocuk da: "Babacığım sana ne emrediliyorsa yap, inşaallah beni sabredenlerden bulacaksın" dedi. 103 - Ne zaman ki ikisi de bu şekilde Allah'a teslim oldular, İbrahim oğlunu şakağı üzerine yatırdı. 104 - Biz de ona şöyle seslendik: "Ey İbrahim! " 105 - "Rüyana gerçekten sadakat gösterdin, şüphesiz ki, biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız." 106 - "Şüphesiz ki bu apaçık bir imtihandı." (dedik) 107 - Ve ona büyük bir kurbanlık fidye verdik. 108 - Kendisine sonradan gelenler içinde iyi bir nâm bıraktık. 109 - Selam olsun İbrahim'e... 110 - İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız. 111 - Çünkü o bizim mümin kullarımızdandı. 112 - Ona bir de salihlerden bir peygamber olmak üzere İshak'ı müjdeledik. 113 - Hem ona hem İshak'a bereketler verdik. Her ikisinin neslinden de hem iyilik yapanlar var, hem de açıkça kendi nefsine zulmedenler var. 114 - Andolsun ki biz Musa ile Harun'a da nimetler verdik. 115 - Hem kendilerini ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık. 116 - Hem yardım ettik onlara da, galip gelenler onlar oldular. 117 - Hem kendilerine o belli kitabı (Tevrat'ı verdik. 118 - Kendilerini doğru yola çıkardık. 119 - Sonrakiler içinde onlara iyi bir nam bıraktık: 120 - Selam olsun, Musa ile Harun'a. 121 - İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız. 122 - Çünkü onların ikisi de bizim mümin kullarımızdandı. 123 - Şüphesiz İlyas da gönderilen peygamberlerdendir. 124-125-126 - Hani o kavmine: "Siz Allah'tan korkmaz mısınız? Yaratanların en güzeli olan, sizin de Rabbiniz, daha önceki atalarınızın da Rabbi bulunan Allah'ı bırakıp da "Ba'l'e" (Ba'l ismindeki puta) mi yalvarıyorsunuz?" dedi. 127 - Fakat onlar, onu yalanladılar. Bu yüzden onlar mutlaka (cehennemde) hazır bulundurulacaklardır. 128 - Ancak Allah'ın ihlaslı kulları müstesna. 129 - Ona da sonrakiler içinde şunu bıraktık: 130 - Selam olsun İlyâsîn'e . 131 - İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız. 132 - Çünkü o bizim mümin kullarımızdandı. 133 - Şüphesiz Lût da gönderilen peygamberlerdendir. 134 - Hani biz onu ve ailesinin tamamını kurtarmıştık. 135 - Ancak geride kalıp batanlar içinde kalan yaşlı bir kadın hariç. 136 - Sonra diğerlerini helak etmiştik. 137-138 - Ve siz elbette sabahleyin ve geceleyin onlara uğrar ve üzerlerinden geçersiniz. Hâlâ akıl edip düşünmez misiniz? 139 - Şüphesiz Yunus da gönderilen peygamberlerdendir. 140 - Hani o bir zaman dolu bir gemiye kaçmıştı. 141 - (Oradakilerle) kur'a çekmiş de kaydırılanlardan (yenilenlerden) olmuştu. 142 - Derken (denize atılmış ve) kendisini balık yutmuştu. (Kendi nefsini) kınıyordu. 143-144 - Eğer çok tesbih edenlerden olmasaydı, yeniden dirilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı. 145 - Biz onu hasta bir halde bir alana çıkardık. 146 - Üzerine kabak cinsinden bir ağaç bitirdik. 147 - Biz onu (Yunus'u) yüz bin veya daha çok insana peygamber olarak gönderdik. 148 - O zaman ona iman ettiler de biz onları bir zamana kadar yaşattık. 149 - Şimdi sor o seninkilere: Kızlar, Rabbinin de, oğlanlar onların mı? 150 - Yoksa biz melekleri dişi yaratmışız da onlar şahit mi bulunuyorlarmış? 151-152 - Ha!.. Onlar, şüphesiz uydurdukları iftiralarından dolayı: "Allah doğurdu" derler. Hiç şüphesiz onlar, yalancıdırlar. 153 - (Allah) kızları oğullara tercih mi etmiş? 154 - Size ne oldu? Nasıl hükmediyorsunuz? 155 - Hiç düşünmüyor musunuz? 156 - Yoksa sizin için açık bir delil mi var? 157 - O halde, eğer doğru söylüyorsanız getirin kitabınızı. 158 - Onlar, Allah ile cinler arasında bir neseb (hısımlık bağı uydurdular. Oysa andolsun cinler bilirler ki, o yalancılar mutlaka cehenneme götürüleceklerdir. 159 - Allah, onların yakıştırdıkları vasıflardan münezzeh ve yücedir. 160 - Fakat Allah'ın ihlas ile seçilen kulları başka (onlar, Allah'ı böyle şirk ile vasıflamazlar). 161-162-163 - Çünkü siz ve taptıklarınız, kendiliğinden cehenneme saldıran kimseden başkasını, Allah'a karşı kandırıp, saptıramazsınız. 164-165-166 - (Melekler): "Bizden her birimizin belli bir makamı vardır. Biziz o saf saf dizilenler, biziz! Biziz o tesbih edenler, biziz!" derler. 167-168-169 - (Müşrikler) şöyle diyorlardı: "Eğer yanımızda önceki (ümmet)lerden bir kitap olsaydı, elbette biz de Allah'ın ihlas ile seçilmiş kullarından olurduk." 170 - Fakat şimdi onu inkâr ettiler. Ama ilerde bileceklerdir. 171-172-173 - Andolsun ki peygamberlikle gönderilen kullarımız hakkında şu sözümüz geçmiştir: "Onlar var ya, elbette onlar muzaffer olacaklardır ve elbette bizim ordularımız mutlaka galip geleceklerdir." 174 - Onun için sen, bir süreye kadar onlardan yüz çevir. 175 - Onlara (inecek azabı gözetle .Yakında onlar da göreceklerdir. 176 - Ya şimdi onlar, bizim azabımıza uğramakta acele mi ediyorlar? 177 - Fakat (azabımız) onların sahasına indiği zaman, (o acı sonuçla) uyarılanların sabahı ne kötüdür! 178 - Yine sen, bir süreye kadar onlardan yüz çevir. 179 - (İnecek azabı gözetle! Yakında onlar da göreceklerdir. 180 - Senin güç ve kuvvet sahibi Rabbin, onların yakıştırdıkları vasıflardan münezzeh ve yücedir. 181 - Gönderilen bütün peygamberlere selam olsun. 182-Hamd, âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur. |
Bütün konular: 2323
Bütün postalar: 2386
Bütün kullanıcılar: 23
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse