İslam Kütüphanesi

Forum

=> Daha kayıt olmadın mı?



Forum - İbadetin Faydası Kime ?

Burdasın:
Forum => İbadetin Faydası Kime => İbadetin Faydası Kime ?

<-Geri

 1 

Devam->


VURGUN
(şimdiye kadar 653 posta)
14.02.2011 21:43 (UTC)[alıntı yap]
Sual: “Allah’ın bizim ibadetimize ihtiyacı yok İbadet yapan, boşuna sıkıntı çekiyor” veya “Ben içki içersem, zina edersem Allah’a ne zararı olur ki” diyenlere nasıl cevap vermeli?
İbadetin Faydası Kime ?

CEVAP
Yahya Müniri hazretleri buyuruyor ki:
Bazıları, ibadetlerin Allahü teâlâya faydası olduğunu ve bunun için emir olunduklarını zannediyorlar Böyle zannetmek çok yanlıştır

Her insanın yaptığı ibadetin faydası, yalnız kendisinedir Böyle olduğu Fatır suresinin 18 âyet-i kerimesinde açıkça haber verilmektedir

Böyle yanlış düşünen kimse, perhiz yapmayan hastaya benzer Bu hastaya doktor, perhiz tavsiye ediyor Bu ise, (Perhiz yapmazsam doktora hiç zararı olmaz) diyerek, perhiz yapmıyor Evet doktora zararı olmaz, fakat kendine zarar vermektedir Doktor, kendine faydası olduğu için değil, onun hastalıktan kurtulması için, perhiz yapmasını tavsiye etmiştir Doktorun tavsiyesine uyarsa şifa bulur, uymazsa ölür gider



Sual: Bazı kimseler, "Allah’ın affı sonsuzdur, bizi de affeder" diyerek ibadet etmiyorlar İbadet etmeyen Cehenneme gitmez mi?


CEVAP
İmanlı ölen günahkârlar, geç de olsa Cennete girer Ancak ibadet etmeyen, günaha devam eden kimselerin imanlı ölmeleri çok zordur İbadetler imanı muhafaza eder Günahlar imanın sönmesine yol açabilir Bunun için ibadetleri bırakmamalıdır




Sual: "Allah acır, affeder" diyerek ibadet etmemek ve günah işlemek uygun mudur?


CEVAP
Şeyh Yahya Müniri hazretleri buyuruyor ki:
Allahü teâlâ, kerim, rahim olduğu gibi, azabı da şiddetlidir Bu dünyada, çoklarına fakirlik ve sıkıntı veriyor Çok kerim ve Razzak olduğu halde, çiftçilik sıkıntısı çekmeyene mahsul vermiyor Herkesi yaşatan O olduğu halde, yiyip içmeyen kimseyi yaşatmıyor, ilaç kullanmayan hastaya şifa vermiyor
Yaşamak ve mal sahibi olabilmek gibi dünya nimetlerinin hepsi için sebepler yaratmış, sebebine yapışmayana hiç acımayıp dünya nimetlerinden mahrum bırakmıştır Ahiret nimetlerine kavuşmak da böyledir Kâfirliği ve cahilliği, ruhu öldüren zehir yapmıştır Tembellik de, ruhu hasta yapar İlaç kullanılmazsa, ruh hastalanır, ölür Tembelliğin ilacı da, namaz kılmaktır Bir kimse, zehir yer ve (Allah rahimdir, rahmeti her şeyi kuşatmıştır, beni korur) derse, hastalanır, ölür İshal olan müshil içerse, şeker hastası tatlı yerse, hastalık artar O halde, Allahü teâlânın bildirdiği sebeplere yapışmamız gerekir

Allah’ın azabı çok şiddetlidir
Bazı kimseler, hırsızların, hainlerin, ırz düşmanlarının, hatta gayri Müslimlerin bile affa kavuşacağını bildirip, azap âyetlerinden hiç bahsetmiyorlar Allah’ın azabından bahsetmemek yanlıştır

İslamiyet, ifrat ve tefritten [aşırılıklardan] uzak bir dindir Allah’ın rahmetini de azabını da bildirmek gerekir Çünkü Allahü teâlâ Kur’an-ı kerimde kendi bildiriyor Bunu gizlemek, örtbas etmek ihanet olur Ahirette kâfire af ve merhametin zerresi yoktur Ebedi azap içinde kalacaklardır Cennete girme şartı Müslüman olmaktır Müslüman da havf ve reca arasında olmalıdır Havf, Allah’tan korkmak, reca da Allah’ın rahmetini ümit etmek demektir Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Havf ve reca arasındaki mümin, umduğuna kavuşur, korktuğundan emin olur) [Tirmizi]

Hep Allah’ın azabından bahsedip insanları korkutmak doğru olmadığı gibi, hep Allah’ın rahmetinden bahsedip azabından hiç bahsetmemek de Kur’an-ı kerime aykırıdır Mümin yaşarken havfı, ölürken recası daha fazla olmalıdır! Allahü teâlânın rahmeti çoktur İki âyet-i kerime meali şöyledir:
(Ey günahta haddi aşanlar, Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah, bütün günahları affeder O, gafururrahimdir, affı, merhameti çoktur) [Zümer 53]

(Kötülük edip, nefsine zulmeden, mağfiret dilerse, Allah’ı gafururrahim bulur) [Nisa 110]

İki hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Hak teâlâ buyurdu: Kulun günahı göklere kadar yükselse, tevbe ederse affederim) [Tirmizi]
(Allahü teâlâ, kullarına bu kadının çocuğuna olan merhametinden daha merhametlidir) [Buhari]

Allahü teâlânın rahmeti böyle çok olduğu gibi azabı da şiddetlidir Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Elbette azabım çok şiddetlidir) [İbrahim 7]
(Allah’ın kahrı da pek şiddetlidir) [Nisa 84]

(Kullarıma haber ver! Gafururrahim olduğum gibi, azabım da çok şiddetlidir) [Hicr 49-50]
(O gün gerçek hükümranlık Rahmanındır Kâfirler için de pek çetin gündür) [Furkan 26]

(Allah’a ve Resulüne itaat edip Allah’tan korkup sakınanlar, kurtuluşa erenlerdir) [Nur 52]
(İşlediklerinin cezası olarak, artık az gülüp, çok ağlasınlar) [Tevbe 82]
(Rablerinin huzuruna çıkacaklarından kalbleri korku ile çarpar) [Müminun 60]

Bu âyette bildirilenlerin hırsız mı, zani mi olduğu sorulunca, Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Bunlar, namaz, oruç ve zekat gibi ibadetlerini yerine getirdikleri halde “acaba ibadetlerimiz kabul olmadı mı” diye korkan kimselerdir) [Tirmizi]

Kaderin suçu yok
(Benim Cehenneme gideceğim alnıma yazılmışsa, yani kaderimde varsa, günah işler, Cehenneme giderim İbadet yapmamın ne faydası olur, suç kaderimde değil mi?) diyenler çıkıyor

Şunu iyi bilmeli ki, Allahü teâlâ kimseye zor ile günah işletmez İnsan, kendi isteği ile günah
işlemektedir Allahü teâlâ, her insanın Cennete veya Cehenneme gideceğini ezelde biliyordu Bu bilgisine kader [alın yazısı] denir Ezeldeki takdir, bir emir değil, bir ilimdir

Allahü teâlâ, ezeli ilmi ile, kullarının kendi istekleri ile yapacakları işleri bilir Bilmesi ise, insanların ibadet etmesine veya günah işlemesine tesir etmez

Mesela bir öğretmenin, bir talebesinin imtihanda kazanamayacağını önceden bilmesi, o talebenin imtihanını etkilemez Talebe imtihanı kazanamayınca, (Sen benim kazanamayacağımı imtihana girmeden önce söylüyordun) diyerek suçu öğretmene yüklemesi doğru olmaz

Takvimlere, bir yıl içinde güneşin ne zaman doğup, ne zaman batacağı hesaplanarak yazılmıştır Güneş, takvimde bildirilen saatlerde doğup batar Güneş, takvime öyle yazıldı diye mi, güneş o saatte doğup batıyor? Takvimlere yazılması, güneşin doğup batmasına hiç etki eder mi? Takvime öyle yazıldığı için güneş bu saatte battı veya doğdu denebilir mi? Suçu takvime bulmak akla uymaz Levh-i mahfuz denilen kaderimiz, sanki takvime benzemektedir

İşte Allahü teâlânın da ezeli ilmi ile, kulların kendi istekleri ile günah veya sevap işleyeceklerini bilmesi, kulların işlerine zorla bir müdahale değildir Sevap da, günah da işleyen kendi arzusu ile işlemektedir Zaten öyle olmasa idi, sevap işleyene mükafat, günah işleyene ceza verilmesi anlamsız olurdu
(İbadete lüzum yok, kaderimde ne var ise onu görürüm) diyen birine, Resulullah efendimiz, (İbadet et, herkese ezelde takdir edilmiş olanı yapmak kolay gelir) buyurdu (Müslim)

Cennetliklerin ibadet yapması ve Cehennemliklerin isyan etmesi; genelde sağlıklı yaşaması ezelde takdir edilmiş olanın gerekli ilacı almasına; hastalanması takdir edilmiş olanın da, ilaç bulamamasına benzer Hastalıktan ölmesi takdir edilmiş olana, ilaç almak nasip olmaz Zengin olması takdir edilmiş olana, kazanç yolları açılır Bunun gibi, ezelde Cennetlik olana iman ve ibadet etmesi nasip olur Hadis-i şerifte, (Cennetlik olan, Cennete götürecek, Cehennemlik olan da, Cehenneme götürecek amel işler) buyuruldu (Ebu Davud)

Cehennemlik kimse, (Herkesin Cennetlik veya Cehennemlik olduğu ezelde takdir edilmiş der ve ibadet etmez Bol mahsul alması takdir edilene ise, tarlasını sürmek, tohum ekmek nasip olur Cennetlik olanın iman edip ibadet yapması, Cehennemliğin de, isyan edip kâfir olması böyledir
Cennetlik ve Cehennemlik olmak, Allahü teâlânın iki hazinesi gibidir Birinci hazinenin anahtarı, ibadet, ikincinin anahtarı, günahtır Cennetlik olan, Allahü teâlâya itaat eder Cehennemlik olan, hep günah işler Herkes, Cennetlik veya Cehennemlik olduğunu, amelinden anlayabilir Her izzet ve her nimet, Allahü teâlâya ihlas ile itaat ve ibadet etmekten hasıl olur Her kötülük ve sıkıntı da, günah işlemekten hasıl olur Herkese dert ve bela, günah yolundan, rahat ve huzur da, itaat yolundan gelir

Allahü teâlânın âdeti böyledir Bunu kimse, değiştiremez Nefse kolay ve tatlı gelen şeyi iyilik, güç ve acı gelenleri de felaket sanmamalı

Ebüssüud efendi buyuruyor ki:
Yapılacak her işi, Allahü teâlâ, ezelde biliyordu Fakat, insanın iyiliği, kötülüğü, Cennetlik, Cehennemlik olacağı, son nefeste belli olur Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Bir kimse, bütün ömrü boyunca Cehenneme götürecek günahlar işler Fakat ömrünün son günlerinde, Cennete götürecek iyilikler yaparak, Cennete gider) [Buhari]

Belli bir kâfirin ebedi kâfir kalıp kalmayacağını Allahü teâlâ bilir Bunun muhakkak kâfir kalacağını, kimse söyleyemez İlim, maluma tâbidir Allahü teâlâ, olacak şeyleri, olacağı için biliyor Kur'an-ı kerimde haber verilen şeyler de, olacakları için bildiriliyor Bir ressamın, at resmi yapması, at o şekilde olduğu içindir Yoksa, atın o şekilde olması, ressam öyle yaptığı için değildir Allahü teâlânın, bazı kimselerin imana gelmeyeceklerini bilmesi ve Kur'an-ı kerimde haber vermesi, onlar, kendi arzuları ile küfür üzere kalmayı niyet edip, iman etmek istemedikleri içindir Yoksa, bunların kâfir olması, Allahü teâlânın bunları kâfir bildiği ve haber verdiği için değildir

İlim bulunan yerde
Ehl-i sünnet itikadını ve ilm-i halini öğrenmeyen ve çocuklarına öğretmeyenler, müslümanlıktan ayrılmak, küfür felaketine düşmek tehlikesindedir Böyle kimselerin duaları zaten kabul olmaz ki, küfürden korunabilsinler Hadis-i şerifte (İlim bulunan yerde müslümanlık vardır İlim bulunmayan yerde müslümanlık kalmaz) buyuruldu

Ölmemek için, yiyip, içmek gerektiği gibi, kâfirlere aldanmamak, dinden çıkmamak için de, dinini, imanını öğrenmek gerekir Ecdadımız her zaman toplanırlar İlmihal kitaplarını okurlar, dinlerini öğrenirlerdi Ancak böyle müslüman kaldılar İslamiyet’in zevkini aldılar Bu saadet ışığını bizlere, doğru olarak ulaştırabildiler

Bizim de müslüman kalmamız, yavrularımızı içimizdeki ve dışımızdaki kâfirlere kaptırmamamız için, birinci ve en lüzumlu çare, her şeyden önce Ehl-i sünnet âlimlerinin hazırladığı ilmihal kitaplarını okumak ve öğretmektir Çocuğunun müslüman olmasını isteyen ana-baba, çocuğuna Kur'an-ı kerim öğretmelidir Fırsat elde iken okuyalım, öğrenelim ve çocuklarımıza, sözümüzü dinleyenlere öğretelim!
Bir kimsenin iyi veya kötü olduğu yaptığı işlerden anlaşılır Bir kimse, kötülüklerden kaçıyor, iyi işler yapıyorsa, o kişinin Cennete gitme ihtimali çoktur Onun için iyi kimselerle beraber olmaya çalışmalıdır Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, bir kula hayır murad ettiği zaman, dinini kayıran kimseler yanında çalışmayı nasip eder Şerri murad edilen kul da, dinini kayırmayan kötülerin yanında çalışır) [Deylemi]


http://www.forumalev.net/dini-sohbet/57014-ibadetin-faydasi-kime.html



Bütün konular: 2323
Bütün postalar: 2386
Bütün kullanıcılar: 23
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
Bugün 88 ziyaretçi (135 klik) kişi burdaydı!

Copyright © 2012 Gizemliilimler.Blogspot.com | Gizemli İlimler | Tüm Hakları Saklıdır | İBRAHİM KARAMAN | Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol