İslam Kütüphanesi

Forum

=> Daha kayıt olmadın mı?



Forum - Hadis-i şerifle amel etmek -2-

Burdasın:
Forum => Hadis-i Şerifle Amel Etmek => Hadis-i şerifle amel etmek -2-

<-Geri

 1 

Devam->


EDEB
(şimdiye kadar 1527 posta)
05.02.2011 15:57 (UTC)[alıntı yap]
Hadis-i şerifle amel etmek -2-

Bu yazıyı sesli olarak dinleyebilirsinizSes dosyasını dinlemek için Flash Player gereklidir. Ses dosyasını indirmek için tıklayın. Sual: Hadis âlimleri de insandır. Uydurma hadis yazamazlar mı?
CEVAP
İyi bilinmeli ki, hiçbir hadis âliminin kitabında, uydurma hadis olmaz. Çünkü onlar uydurma hadis nakletmenin vebalini çok iyi bilirlerdi. Hadis bir ilimdir. O hadiste kastedilen mana nedir? Bilmeden hemen uydurma demek, o hadis âlimine büyük bir iftira olur. Mesela, (Cimri çok ibadet etse de, Cennete girmez. Cömert, çok günah işlese de Cehenneme girmez) hadis-i şerifine bakan bir cahil, demek namaza, oruca imana ihtiyaç yok, cömert olduk mu Cennete gideriz zannedebilir. Âlimlerimiz bu hadis-i şerifi şöyle açıklıyor: Cömerdin imanı yoksa, ebedi olarak Cehennemde kalır. İmanı varsa, sevapları fazla ise Cennete girer. Cimri Cennete girmez demek, hiç girmez demek değildir. (Cimri, günahının cezasını çekmedikçe Cennete giremez) demektir. Hatta sevabı günahından çok ise, Cehenneme girmeden de Cennete girer. Affa ve şefaate kavuşarak da Cennete girebilir.

(Ana babasını razı eden, Cehenneme girmez, inciten de Cennete girmez) hadis-i şerifi de böyledir. Ana babasını razı eden kimse imansız ise, yani kâfir ise asla Cennete girmez. İmanlı olsa da, namaz kılmıyorsa, oruç tutmuyorsa, haramlardan kaçmıyorsa, o kişi ana babasını razı edince Cennete hemen girebilir mi? Elbette giremez. Demek ki Müslümanda bulunması gereken şartlar varsa, o zaman Cennete girer. Ana babasını inciten de Cennete girmez demek, Müslüman ana babayı haklı olarak incitmek demektir. Bir baba, içki getirmediği için evladına incinse, o evlat Cennete girmez mi? Elbette girer. Meşru işlerde ana babanın sözü dinlenir. Dine aykırı işlerde verilen emre uyulmaz. Dinimizin diğer emirlerine uyan Müslüman bir evlat, ana babasının meşru emirlerini dinlemese bile, günahını çektikten sonra Cennete girer. (Cennete girmez) demek, günahının cezasını çekmeden veya şefaate kavuşmadan giremez demektir.

(Yetim malı yiyen, Cennete giremez) hadis-i şerifi de böyledir. Cezasını çekmeden Cennete giremez demektir. Yoksa hiç girmez demek değildir. Bir müminin günahı sevabından çok ise, affa ve şefaate de uğramamışsa, günahının cezasını çektikten sonra Cennete gider. İmanı olmayan kimsenin ise, ne yaparsa yapsın, hiçbir iyiliği onu Cehennemden kurtaramaz.

(Komşusu aç iken tok yatan, mümin değildir) hadis-i şerifindeki, (Mümin değil) ifadesi, kâfir demek değildir. Kamil [olgun] mümin değil demektir. Bir Müslüman, komşusu aç yatarken o tok yatsa, belayı nimet değil de, bela saysa yine mümindir, geç de olsa, yine Cennete girer. Hadis-i şerifler, böylelerinin iyi bir kimse olmadığını bildirmektedir.

(İki rekat kuşluk namazı, bir hac ve umreye bedeldir) hadis-i şerifindeki hac ifadesi elbette nafile hac içindir. Kuşluk namazı nafiledir. Nafile ibadet, farzın yanında denizde damla bile değildir.

(Abdest alanın bütün günahları af olur) hadis-i şerifinde, bütün günahlardan maksat, küçük günahlardır. Namaz kılmayan ve haram işleyenin günahları af olur mu? Büyük günahlar ve kul hakları ödenmedikçe af edilmez. Nafile ibadetin sevabına kavuşabilmek için imanı doğru olmak, haramlardan kaçmak ve o işi ibadet olarak yapmaya niyet etmek şarttır.


Bizden değildir ne demek?
Sual: Bazı hadis-i şeriflerde, (Şunu yapan bizden değildir veya benden değildir) deniyor. Böyle demek, (Müslüman değildir, kâfirdir) demek midir? Aşağıdaki hadislerdekiler aynı anlamda mıdır?
CEVAP
Kimi küfür, kimi haram, kimi de mekruhtur. Muteber kitaplara göre açıklaması şöyledir:
1- (Emr-i maruf ve nehy-i münker yapmayan bizden değildir.) [Tirmizi] (Emr-i maruf farz-ı kifayedir. Bir yerde emr-i maruf yapılmazsa, gücü yeten herkes mesul olur. Yani haram işlemiş olur.)

2- (İbadetleri bizim gibi yapmayan, bizden değildir.) [Miftah-ül cenne] (İbadetleri sünnete aykırı yapmak bid’at olur. Bid’atin bir kısmı mekruh, bir kısmı haram, bir kısmı ise küfürdür.)

3- (Başkasının karısını, kızını ayartan bizden değildir.) [İ.Ahmed] (Haramdır.)

4- (Yılandan korkup öldürmeyen bizden değildir.) [Ebu Davud] (Öldürme imkanı varken, yılandan korktuğu için, onu öldürmeyen, sünnete uymamış, mekruh işlemiş olur.)

5- (Irkçılık yapan bizden değildir.) [Ebu Davud] (Dinimizde ırkçılık yoktur. Bir ırkı sevmenin mahzuru olmaz. Hıristiyan bir Türk, Müslüman Arap’tan üstündür denmez. Böyle demek küfürdür.)

6- (Tırnaklarını kesmeyen bizden değildir.) [İ.Ahmed] (Sünnete uymamış, mekruh işlemiş olur.)

7- (Büyü yapan ve yaptıran ve bunlara inanan bizden değildir.) [Bezzar] (Büyü yapmak haramdır. (Büyücü, büyü ile istediğini elbette yapar, büyü muhakkak tesir eder) diye inanmak küfür olur. Allahü teâlâ takdir etmişse, büyü tesir eder demelidir.)

8- (Müslümana zarar veren, hile yapan, onu kandıran, bizden değildir.) [Müslim] (Haramdır.)

9- (Bela gelince, üstünü başını yırtan, bağırıp çağıran bizden değildir.) [Buhari] (Belaya isyan etmek, bağırıp çağırmak haramdır. Elde olmadan üzülmek, ağlamak caizdir.)

10- (İlim öğrenmeyen bizden değildir.) [Deylemi] (Farz-ı ayn olan ilmi öğrenmemek haramdır.)

11- (Elinde varken ailesini sıkıntı içinde yaşatan bizden değildir.) [Cami-us-sagir] (Haramdır.)

12- (Karşı cinse benzemeye çalışan bizden değildir.) [İ.Ahmed] (Haram işlemiş olur.)

13- (Evlenmeyen benden değildir.) [İbni Mace] (Mazeretsiz evlenmeyen sünnete uymamış olur. Ahir zamanda bir mazeretle evlenmemek sünnete aykırı değildir.)

14- (Selamı almayan bizden değildir.) [ İ.Sünni] (Selamı almak farzdır. Almamak haramdır.)

15- (Guslettikten sonra abdest alan bizden değildir.) [Ebu Davud] (Gusleden abdest almış oluyor. Abdestini kullanmadan abdest üstüne abdest almak mekruhtur.)

16- (Bize silah çeken bizden değildir.) [Buhari, Müslim] (Müslümana Müslüman olduğu için silah çekip, onu öldürmek küfür olur. Fakat başka bir sebeple Müslüman ile dövüşmek, savaşmak küfür değildir. Eshab-ı kiram arasında savaşlar olmuştur. Timur Han, kendisi gibi Müslüman sultanlarla savaşmıştır. İki tarafa da kâfir denmez. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:
(Eğer müminlerden iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin.) [Hücurat 9]

17- (Yahudi ve Hıristiyanlara benzemeyin. Bizden başkasına benzeyen bizden değildir.) [Tirmizi] (Haram olmayan âdetlerde kâfirlere benzemek caizdir. Onlar gibi ceket, kravat, gömlek giymek caizdir. İtikad yönüyle onlara benzemek küfür olur. Mesela kutsal bilerek haç takmak, âyinlerine iştirak edip onlar gibi ibadet etmek küfür olur.)


Hadis-i şerifleri açıklamak gerekir
Sual: (Ümmetim 73 fırkaya ayrılacak, zındıklar hariç hepsi Cennete gider) hadisi ile (Ümmetim 73 fırkaya ayrılacak, bunlardan yalnız biri Cennete girecektir) hadisi birbirine zıt değil midir?
CEVAP
Zıt değildir. İkisi de aynı şeyi ifade etmektedir. Cennete gider demek, doğrudan gider demek değildir ki. Cehennemde cezalarını çektikten sonra gidecek demektir. Ümmet kaç fırkaya ayrılırsa ayrılsın, bid’ati küfür olmayan yani zerre kadar imanı olan elbette Cennete gidecektir. Bunun gibi açıklama gerektiren birçok hadis-i şerif vardır. Birkaç örnek verelim:
(Din kardeşini ziyaret eden Cennettedir.) [Taberani]

(Cömert, Cennete gider.) [Ebuşşeyh]

(Yatağa girince yüz kere "İhlas" okuyan Cennete girer.) [Tirmizi]

Din kardeşini ziyaret etmekle, cömert olmakla ve ihlas okumakla diğer günahlarının cezasını çekmeden Cennete mi gider? Açıklaması olması gerekir. Yani itikadı düzgün ise, sevapları günahlarından çok ise, yahut affa veya şefaate uğramışsa ancak o zaman din kardeşini ziyaret eden, cömert olan ve yüz ihlas okuyan Cennete girer. Bir de iman şart. Ne kadar iyilik ederse etsin, insanlığa ne hizmeti yaparsa yapsın, hatta namaz kılsın Müslüman değilse Cennete giremez. İki hadis-i şerif meali şöyledir:
(Cennete Müslüman olan girer.) [Buhari, Müslim]

(Cebrail aleyhisselam, Allah’a şirk [ortak] koşmadan ölen herkesin muhakkak Cennete gireceğini müjdeledi.) [Buhari]

Bu iki hadis-i şerifi bile açıklamak gerekir. Her Müslüman doğrudan Cennete giremez. Günahlarının cezasını çektikten veya şefaate kavuştuktan sonra Cennete girer. Bu bakımdan Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarında aklımıza ters gelen bir hadis-i şerif görünce, bu uydurma demekten çok sakınmalı. Biz o hadisin uydurma olduğunu biliyoruz da o büyük âlimler bilemez mi? Onlardan öğrendiğimiz bilgilerle, onları mı sorguya çekeceğiz? Bu fen bilgisi değil ki, zamanla daha iyisi bulunmuş olsun. Muhaddis bir âlimin kitabındaki bir hadis-i şerife uydurma demek, o âlimi cahillikle suçlamak olur.

(Halktan bir şey istemeyeceğine söz verenin Cennete gireceğine kefilim.) [Nesai] (Çok günahkâr birisi günahlarının cezasını çekmeden veya şefaate kavuşmadan elbette Cennete giremez.)

(Cennete temizler girer.) [Deylemi] (Bir kâfir de temiz olabilir, imanı olmadan nasıl Cennete girer. Sonra her temiz olan Müslüman da doğrudan Cennete giremez.)

(Kibirden de uzak olduğu halde ölen Cennete girer.) [Tirmizi] (Diyelim ki bir canide kibir yok ama her kötülük var, bu adam doğrudan Cennete girebilir mi? Demek ki bunları açıklamak gerekir.)

(İki kız evladına güzel muamele eden, mutlaka Cennete girer.) [İbni Mace] (Bu kimse, kibirli, hain, kul ve hak borçları varsa veya imanı yoksa nasıl Cennete girer?)

(Kocası razı olduğu halde ölen kadın Cennete girer.) [Tirmizi] (Bir kadın her türlü melaneti yapsın, sırf kocası razıdır diye doğrudan Cennete gidebilir mi? Burada kocaya itaatin önemi bildirilmektedir. Kocasını razı ederse, diğer işleri kolaylaşır demektir.)

İmam-ı Rabbani hazretleri, (Şartsız bildirilen bir hüküm şartlı olarak anlaşılır) buyuruyor. Mesela koyun eti yemek caizdir. Hüküm şartsız bildirilmiştir. Koyun eti caiz diye canlı bir koyunun bir budunu kesip yiyemeyiz. Ehl-i kitap hariç, gayrimüslim keserse veya kendiliğinden ölürse, leş olur, yenmez. Besmelesiz kesilirse de yenmez. Bu anlaşılınca bid’at fırkaların hangi şartlar altında Cennete gideceği anlaşılır.


Müteşabih bir hadis
Sual: Din kitaplarında, (Musa aleyhisselam, Azrail aleyhisselamın gözünü çıkardı mealinde bir hadisten bahsediyorlar. Hem melekler nurani varlıklardır gözleri çıkmaz, hem de, melekler de, Peygamberler de günah işlemez. Bu hadis hakkında âlimler neler bildirmiştir?
CEVAP
Evet, Peygamberler de, melekler de günah işlemezler. Sünen Nesai’de bu hadis-i şerifin, müteşabih hadislerden olduğu bildiriliyor. Müteşabih, görülen, anlaşılan, meşhur olan manayı vermeyip başka mana verilmesi gereken âyet ve hadis demektir. Yani bunların açık ve meşhur manalarını vermek, akla ve dine uygun olmazsa, meşhur olmayan mana vermek, yani tevil etmek gerekir. Mesela bir âyet-i kerimede mealen Resulullah efendimize buyuruluyor ki:
(Kanadını müminler için indir!) [Hicr 88]

Resulullahın kanadı mı var? Bu bir deyim, bir mecazdır. O halde bu âyetin anlamı şöyle olur:
(Ey Habibim, müminlere merhamet et, şefkat göster, onlara karşı tevazu sahibi ol!)

Böyle âyet ve hadis çoktur. Yukarıdaki hadis-i şerif de böyle müteşabih bir hadistir. Türkçe’de de buna benzer deyimler vardır. Mesela, (Ali, Veli’nin gözünden düştü denince, gözüne çıkıp oradan aşağıya yuvarlandı demek değildir. Ali, Veli’nin yanındaki itibarını kaybetti demektir.

İmam-ı Nevevi, Müslim şerhinde buyuruyor ki: (Musa aleyhisselam, Azrail aleyhisselama münazarada üstün geldi) demektir. Mesela denir ki, (Falan, filanın gözünü çıkardı demek, delil ile onu yendi, susturdu demektir. Bir hadis-i şerifte de, Musa aleyhisselamın, Âdem aleyhisselam ile münazara ettiği ve Âdem aleyhisselamın galip geldiği de bildiriliyor.

Her milletin, zamana ve kendine mahsus deyimleri vardır. Deyimlerin o günkü manalarını bilmeden, suizan etmek doğru olmaz. Mesela eli kolu uzun Arapça’da cömert demek iken, Türkçe’de hırsız demektir. İbrahim aleyhisselamın eli kolu uzundu denince, hâşâ hırsız olduğu anlaşılmaz. Aksine çok cömert olduğu anlaşılır. Bir hadis okuyunca, hemen görünüşe göre mana vermek yanlış olur. Âlimlerin açıklamasına bakmak gerekir.


Âlimlere uymayan, şeytana uymuş olur
Sual: Kabul olan hac sayesinde, kul borcu ve namaz, oruç gibi farzların ödenmedikçe affedilmeyeceği söyleniyor. Halbuki şu hadis-i şerif, bunların da affedileceğini göstermiyor mu? Resulullah, Arefe akşamı ümmeti için dua etti. Allahü teâlâ (Onları mağfiret ettim. Ancak zalimler hariç, çünkü zalimlerden mazlumun hakkını alacağım) buyurdu. (Ya Rabbi, dilersen Cennette mazlumu razı edici nimetler verirsin, zalimleri de af etsen&hellip diye duaya devam etti. Fakat kabul olduğu bildirilmedi. Sabah Müzdelife’de aynı duayı tekrarlayan Resulullah efendimizin tebessüm ettiği görüldü. Sebebi sorulduğunda buyurdu ki: (Allahü teâlânın, duamı kabul edip ümmetimi mağfiret ettiğini İblis öğrenince, başına topraklar saçarak feryat etmeye başladı. İşte onun bu hali beni güldürdü.) [İbni Mace, İ. Ahmed, Kurtubi]
CEVAP
Allahü teâlâ, (Resulüme itaat edin, Ona itaat bana itaattir, bilmiyorsanız âlimlere sorun) buyuruyor. Resulü de (Âlimler benim vârislerimdir) buyuruyor.

Demek ki işin önemi çok büyük, âlimlere uymakta çok büyük fayda, uymamakta ise, çok büyük zarar vardır. Bu zarar, insanı bid’atten küfre kadar götürür.

Mesela aşağıdaki hadis-i şerifleri de okuyan insan, her türlü günahı işleyip, hiç bir ibadet yapmayıp, sadece üç estagfirullah okumakla, abdest almakla bütün günahlardan kurtulduğunu zanneder. Halbuki bu dine aykırıdır.

Günahların affolduğunu bildiren hadis-i şerif meallerinden bazıları şöyledir:
(Her namazdan sonra; 3 kere "Estagfirullahelazim ellezi la ilahe illa hüv el-hayyel-kayyume ve etubü ileyh" okuyanın, bütün günahları affolur.) [İbni Sünni]

(Cuma günü sabah namazından önce, “Estagfirullahelazim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh” okuyanın, bütün günahları affolur.) [İbni Sünni]

(Güzelce abdest alıp namazını cemaatle kılanın bütün günahları affolur.) [Müslim]

(Günde beş vakit namaz kılanın bütün günahları temizlenir.) [Buhari]

(İşrak vakti iki rekat namaz kılanın bütün günahları affolur.) [İ.Ahmed]

(Abdest alan bütün günahlardan temizlenmiş olur.) [Müslim]

(Arefe günü, bin "İhlas" okuyanın bütün günahları affolur.) [Ebuşşeyh]

(Karada şehid olanın borçları ve emanetleri hariç, bütün günahları affolur. Denizde, suda boğularak ölen şehidin ise, borç ve emanetleri de dahil bütün günahları affolur.) [Ebu Nuaym]

(Hacca giderken veya gelirken ölenin, bütün günahları affolur.) [İsfehani]

(Bir kimse, [karşısındaki pişman olunca] alış verişi fesheder, malı geri alırsa, Hak teâlâ onun günahlarını affeder.) [Hakim]

(İki Müslüman, selamlaşıp müsafeha eder ve bir de bana salevat-ı şerife okursa, anadan yeni doğmuş gibi bütün günahları temizlenir.) [R.Nasıhin]

(Kendi ihtiyacı olan bir şeyi başkasına verirse, Allahü teâlâ onun günahlarını affeder.) [İbni Hibban]

(Ramazan orucunu tutup, gecelerini de ibadetle geçirenin bütün günahları affolur.) [Nesai]

(Sevabını umarak Kadir gecesini ibadetle geçirenin geçmiş ve gelecek günahları affolur.) [İ.Ahmed]

Hadis-i şeriflerin açıklamasında buyuruluyor ki:
Kadir gecesini ihya edenin, Ramazan orucunu tutanın, haccı kabul olanın, bütün günahları affolursa da, namaz, oruç ve kul borçları ödenmiş olmaz. Bunları kaza ederek, ödeyerek borçtan kurtulmak gerekir. (Hadika)

Böyle bütün günahların affedilmesi için, o kişinin, düzgün itikada sahip olması, kul hakkını, kazaya kalan farzlarını ödemesi ve haramlardan vazgeçmesi şarttır. Kul hakkı önemlidir. Bir hadis-i şerif meali:
(Üzerinde kul hakkı olan, ölmeden önce ödeyip helalleşsin! Çünkü ahirette paranın pulun değeri olmaz. O gün, hak ödeninceye kadar, kendi sevaplarından alınır, sevapları olmazsa, hak sahibinin günahları buna yüklenir.) [Buhari]

Hud suresinin (Hasenat, günahları yok eder) mealindeki 114.âyeti, farzın terkinden hasıl olan geciktirme günahı, o farz kaza edilince, af olur demektir.


Şartsız söylenenler
Sual: Bazı hadislerde, (Şunu yapan Cennete veya Cehenneme gider) deniyor. Mesela (Cömert Cennete gider) veya (Savaşta ölen şehittir) denince, bunun bazı şartları yok mudur? Her cömert, Cennete gider mi, savaşta ölen herkes şehit mi olur?
CEVAP
İmam-ı Rabbani hazretleri, (Şartsız bildirilen bir hüküm şartlı olarak anlaşılır) buyuruyor. Şartsız söylenen şeylerin mutlaka bazı şartı bulunur.

Birkaç örnek verelim:

Cömertlikle ilgili
1- Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Cömertler Cennete girer.) [Ebu-ş-şeyh]

Bu hadis-i şerif, şartsız bildirilmiştir. Her cömert Cennete girmez. (Şunu yapan Cennete girer) denince bunun da bazı şartları olduğu anlaşılır. Birkaçı şöyledir:
a) Birinci şart, o kimsenin imanlı yani Müslüman olmasıdır. İmansızsa, o kimse cömert de olsa, savaşta da ölse, insanlığa, bütün dünyaya büyük hizmetleri dokunsa da Cennete giremez.

b) İmanı var; fakat sevapları günahlarından çoksa, ancak o zaman Cennete girer demektir.

c) İmanlı cömerdin cömertliği, birçok günahları affettirir, şefaate sebep olur. Bu bakımdan imanlı cömerdin günahları çeşitli sebeplerle affedilir, Cennete layık olur demektir.

ç Cömerdin ve her Müslümanın Cennete girebilmesi için Ehl-i sünnet itikadında olması yani bid’at ehli olmaması, farzları yapıp haramlardan sakınması gerekir.

Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Bid'at ehlinin hiçbir ibadeti kabul olmaz, yağdan kıl çıkar gibi, dinden çıkar.) [İbni Mace, Deylemi]

(Bid'at ehli, bid'atini Allah rızası için terk etmedikçe, hiçbir ameli kabul olmaz.) [Deylemi, İbni Neccar, Ebu Nasr, İbni Ebi Asım]

(Elbisesi haram olanın ibadetleri kabul olmaz.) [İ. Ahmed, Bezzar]

(Haram gömlekle kılınan namaz kabul olmaz.) [Bezzar]

(Bir lokma haram yiyenin kırk günlük ibadeti kabul olmaz.) [Taberani, Deylemi]

Demek ki, bir kimse çok cömert olsa da, ibadetleri yapmıyor ve haramlardan kaçmıyorsa yahut bid’at ehli ise Cennete girmesi kolay olur mu?


Cimrilikle ilgili
2- Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Cimri, Cennete girmez.) [Taberani]

Bu da şartsız bildirildiği için, bazı şartları vardır:
a) İmanı yoksa Cennete girmez demektir.

b) İmanı var; fakat günahları sevaplarından çoksa, günahlarının cezasını çekmeden Cennete girmez demektir. Sevapları günahlarından çoksa Cennete girer.

c) İmanı var, günahı sevabından çoktur; fakat affa veya şefaate kavuşmazsa Cehennemde cezasını çekecek demektir. Affa veya şefaate kavuşursa hiç Cehenneme girmeden Cennete gider.


Şehitlikle ilgili
3- Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Deniz savaşında şehit olanların, bütün günahları, hatta [gıybet, hakaret, gibi bütün] kul hakları da affolur.) [İbni Mace]

Ama her deniz savaşında ölen kimse şehit olmaz ve günahları da affolmaz. Hadis-i şeriflerin bir kısmı, diğerini açıklar. Bunu açıklayan bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Nice kendisine silah isabet edip ölen kimse vardır ki, şehit değildir. Nice döşeğinde ölen kimse de vardır ki, Allah katında sıddık ve şehiddir.) [Ebu Nuaym, Ebu-ş-şeyh]


Ziynet takmakla ilgili
4- Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Kadınlara altın [yüzük, kolye, bilezik] helaldir.) [Taberani]

Bunun da bazı şartları vardır:
a) Yabancı erkeklere göstermeden takabilir demektir.
b) Altın, gasp edilmiş veya çalınmış olmazsa takabilir demektir.
c) Altın yüzük çok sıkı olup altına su geçirmezse, guslederken yüzüğü çıkarmak veya oynatmak gerekir. Böyle yapmazsa guslü sahih olmaz.


Tavşan eti yemekle ilgili
5- Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Tavşan eti yenir.) [Buhari]

Bunun da bazı şartları vardır:
a) Ada tavşanı besleyen kimse, bunu kesmeden, bir bacağını koparıp yiyemez.
b) Kesenin Müslüman veya ehli kitap olması şarttır. Başkaları keserse yenmez.
c) Müslüman olmak da yetmez. Besmeleyle kesmek gerekir.
ç Tavşan hastalıklı ise veya zehirli ise yine yenmez.
d) Çalınmış veya gasp edilmiş ise yenmez.


Gümüş yüzük takmakla ilgili
6- Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Gümüş yüzük erkeklere de caizdir.) [Mevahib]

Şartsız söylendiğine göre, bunun da bazı şartları vardır:
a) Ağırlığı bir miskali [4,8 gramı] geçmemelidir. Demek ki, 10 gram ağırlığında bir şövalye yüzük takmak caiz olmaz. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Gümüş yüzük takabilirsin; fakat ağırlığı bir miskali geçmesin!) [Tirmizî]

b) Yüzük darsa, abdestte, gusülde çıkarmak veya oynatarak suyun altına girmesini sağlamak gerekir. Böyle yapılmazsa, dar yüzüğü takmak caiz olmaz. Şartsız söylenen haberlerin şartlarının da olabileceğini bilmeyenler, (Altından, gümüşten diş yaptırmak caizdir) dendiğine göre gusle mani olmaz diyerek, milleti cünüp gezdiriyorlar. Yüzüğün de, takma dişin de altını ıslatma şartı vardır. Bir hadis-i şerif meali:
(Abdest alırken, yüzüğü hareket ettirin.) [İbni Mace]

Altın kaplama protez dişin altına suç geçmezse ve çıkarma imkânı varsa, çıkarıp altını ıslatmak gerekir. Buna imkân yoksa, (Gusülde ağzın içini yıkamak farz değildir) diyen Maliki veya Şafii mezhebini taklit etmek gerekir.


Allah var demekle ilgili
7- Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Lâ ilâhe illallah diyen Cennete girer.) [Bezzar]

Bunun da birçok şartları vardır:
a) Cennete girmenin altı şartı vardır. En başta Müslüman olup, doğru iman etmek gelir. Amentü’de bunlar bildirilmiştir. Bunların birine bile inanmayan Cennete giremez.

Mesela bütün peygamberlere inanılsa, sadece âhir zaman peygamberi Muhammed aleyhisselama inanılmasa, iman edilmiş olmaz.

İki hadis-i şerif meali şöyledir:
(Allah'tan başka ilah olmadığına Allah’ın bir olduğuna ve ortağı olmadığına, Muhammed’in Onun kulu ve Resulü olduğuna, keza Cennet ve Cehennemin hak olduğuna şehadet ederse, Allahü teâlâ onu Cennetine koyar.) [Buhari, Müslim, Tirmizi]

(İman; Allah’a, meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe, [yani Kıyamete, Cennete, Cehenneme, hesaba, mizana], kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna, ölüme, öldükten sonra dirilmeye, inanmaktır. Allah’tan başka ilah olmadığına ve benim Onun kulu ve resulü olduğuma şehadet etmektir.) [Buhari, Müslim, Nesai]

b) İmanın altı şartını dil ile söylemek yetmez. Bunları kalb ile de tasdik gerekir. İhlâsla da söylemek gerekir. Bunları beğenerek, severek de söylemek şarttır.

Bu konudaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyledir:
(İhlâsla, Lâ ilâhe illallah diyen Cennete girer. İhlâs, haramlardan sizi men etmesidir.) [Bezzar, Hatib]

(Kalb ile tasdik edip, ihlâsla kelime-i şehadeti söyleyen Cennete girer.) [Taberani]

(İnanarak, beğenerek ihlâsla Lâ ilâhe illallah diyene Cennet vardır.) [İbni Hibban]

(İhlâsla, “Rabbimin Allah, dinimin İslam ve Peygamberimin Muhammed aleyhisselam olduğuna razıyım” diyen Cennete girer.) [İ.Ahmed]

c) Bid’at ehli olmaması lazımdır. Yukarıdaki bütün şartlar olsa da, Ehl-i sünnet olmayan Cennete giremez. İtikadında küfür yoksa, ancak o zaman cehennemde cezasını çektikten sonra Cennete girer.

ç Hubb-i fillah, buğd-i fillah üzere olması lazım. Yani Allah’ın sevdiklerini sevmek, Allah’ın düşmanlarını sevmemek şarttır.

Mesela Hazret-i Ömer’e düşmanlık etse, onun dayısı olan kâfir Ebu Cehili sevse, la ilahe illallah demesi onu Cehennemden kurtaramaz.

d) La ilahe illallah diyen kimse, namaz, oruç, zekât, hac gibi ibadetleri yapmıyor ve içki, faiz, kumar, hırsızlık, zina, katillik gibi günahlar içindeyse, böyle kimsenin de imanını muhafaza etmesi, dolayısıyla Cennete girmesi çok zordur.

Demek ki sadece La ilahe illallah diyen Cennete girer diyerek, gayrimüslimleri de Cennete sokmaya çalışmak çok yanlış olur.




Bütün konular: 2323
Bütün postalar: 2386
Bütün kullanıcılar: 23
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
Bugün 3 ziyaretçi (5 klik) kişi burdaydı!

Copyright © 2012 Gizemliilimler.Blogspot.com | Gizemli İlimler | Tüm Hakları Saklıdır | İBRAHİM KARAMAN | Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol