İslam Kütüphanesi

Forum

=> Daha kayıt olmadın mı?



Forum - İbadetler İnsanın İç Huzurunu Güçlendirir

Burdasın:
Forum => İbadetin Faydası Kime => İbadetler İnsanın İç Huzurunu Güçlendirir

<-Geri

 1 

Devam->


VURGUN
(şimdiye kadar 653 posta)
20.02.2011 19:32 (UTC)[alıntı yap]
İbadetler, bireylerin ruhlarını, iç dünyalarını çeşitli sıkıntı ve streslerin olumsuz etkilerinden korur. İbadet eden kimse, görevini yerine getirmenin bilinci ile mutlu ve huzurlu olur. İç huzurunu sağlayan kişi, gelecekle ilgili yersiz korku ve endişelerden uzak olup çevresine yardımcı olur. Böylece, ibadetler hem insanın beden ve ruh sağlığını koruyucu hem de kişiliğini geliştirmesi bakımından önemli rol oynar. Kişi ibadet etmekle, dış dünyanın karmaşıklığından, modern yaşamın temposundan uzaklaşır, kendiyle baş başa kalır.

İbadet, insanın iç dünyası aydınlatır. İbadet etmek bireyin iç dünyasında olumlu davranışların oluşmasına katkı sağlar. İbadetler sayesinde kişi, nefsin bitip tükenmeyen istek ve arzularından uzaklaşıp, iç huzuru yakalar. Nitekim Kur’an bu gerçeği şu şekilde dile getirmektedir: “ Kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.”. (Rad Suresi 28. ayet.).

Duanın; kendini ifade etme, yardım ve gözetilme isteği, namazın; yaratıcıyla iletişim kurma, orucun; yeme, içme, zekat ve sadakanın; aşırı mülk edinme ve paylaşma konularında bireylerin istek ve arzularını düzenleme gibi birçok olumlu etkileri olduğu gözlenmektedir. İbadetler, bireyin beden ve zihin faaliyetlerinde bir bütünlük oluşturur. Bu uyum, insandaki tatminsizlik, huzursuzluk gibi kötü duyguların azalmasına neden olur, mutlu ve huzurlu bir yaşamın penceresini aralamasına yardımcı olur. Nitekim, Alak Suresi 14 ve 15. ayetlerde bu durum şu şekilde dile getirilmiştir:

“ Bu dünyada arınmayı başaran mutluluğa ulaşır, (mutluluğa ulaşan bu kimse de) rabbinin adını hatırlayan ve ona ibadet edendir.”

İbadetlerin ayrıca, güçlüklere katlanma, kişiliği geliştirme, zorluklara tahammül etme, olgunlaşıp yararlı bir birey olma ve zaman planlaması gibi birçok yararlı sonuçları vardır.

Sürekli olarak yapılan ibadet, bireylerde iradenin güçlenmesine, iç disiplinin oluşmasına imkan tanır. Bu durum kişideki güven duygusunun gelişmesini sağlar. Bireyin karşılaştığı olumsuzluklar karşısında, yılgınlık göstermeden mücadele azmi ve kararlılığı oluşur. Nitekim Kur’an bu durumu şöyle açıklamaktadır: “ …Tarafımdan size bir yol gösterici gelir de kim ona uyarsa, onlar için herhangi bir korku yoktur. Ve onlar üzülmeyeceklerdir…” (Bakara Suresi 38. ayet.).

Günde beş vakit kılınan namazla kişi, zamanını planlar, gününü iyi değerlendirir. Namazla Yaratıcının huzuruna çıkan insan, kendisinin görülüp gözetildiğini bilir. Bu bilinç onu, Allah’ı sevmeye, Onun emir ve yasaklarına uymaya yöneltir. Oruç, iradeyi güçlendirir, nefsin yeme, içme gibi en temel gereksinimlerden uzak kalarak zorluklarla mücadele etme gücü, kararlılığı ve güveni verir. İsteklerine ibadetler yoluyla sınırlar. (Anlatım: Sadullah Sarı

İbadet, günlük meşgale ve faaliyetler arasında Allah’a yöneliş gibi önemli bir vazifenin bulunduğunu insanlara hatırlatır. İnsanı dünyanın küçük ihtiraslarından sık sık kurtarıp Allah huzuruna davet eder, vicdan muhasebesine çağırır. Ruhlara huzur ve inşirah verir. İbadetler, dini hisler ve heyecanların maddi tezahürleridir. Bunlar suni değildir. Dini hayat yaşayan bir ferdin, inandığı kutsi varlık karşısında duyduğu heyecanın hareket şeklinde ifadesidir. Hem ibadet, kulun Rabbine ihtiyaçlarını arz etmesi, O’na dua ile sığınmasıdır. Bu sığınmayla insanın kalbi ve ruhu her türlü elem ve kederden kurtulup sürur ve rahata kavuşur. Buna ise kul muhtaçtır.

İbadetlerden namazı ele alalım; Allah’ı anmak demek olan namaz insanın hem bedenine, hem ruhuna şifadır. “Onlar inanmışlar, kalpleri Allah’ı zikretmekle huzuru kavuşur”(Ra’d:2; Rablerinden korkanların, bu Kitap’tan tüyleri ürperir, sonra hem derileri ve hem de kalpleri Allah’ın zikriyle yumuşar ve yatışır’‘(Zümer 23). Ve bir hadiste “Namazda şifa vardır. “(İbn Mace Tıbb, 1O) buyrulmaktadır.

Diğer taraftan namaz insanın yalnızlık psikolojisine de çaredir. İnsanların birbirinden isteyerek veya istemeyerek uzaklaştıkları ve ferdiyetçiliğin giderek hâkim olduğu bugünkü medeniyetin bir hastalığı da, yalnızlık hissidir.

Namaz, ister ferden, isterse cemaatle kılınsın, her iki halde de insanın yalnızlık hissini en az günde beş kere giderebilmektedir. Çünkü o, yalnız kılındığı halde insanı Allah’ın huzuruna götürmekle, insana yalnız olmadığını hatırlattığı gibi, cemaatle kılındığı halde insanı yine hem Allah ile karşı karşıya getirmekle, hem de diğer insanlarla bir arada bulundurarak yalnızlık
hissini giderir. Bu açıdan özellikle cemaatle kılınan namaz daha önemli ve tesirlidir.

Boston hastanesinden Dr. Rose Halferding diyor ki: “Ruhsal sıkıntı için şifa verici devalardan biri de, hastanın güvendiği birine dertlerini açmasıdır. Hastalar şikâyetlerini uzun uzun ve tafsilatlı olarak anlatınca ruhi istikrarsızlık zihinlerinden kayboluverir. Sadece şikâyetlerin kayboluvermesi bunun için şifadır.

Dr. Nevfel ise; “Ruh doktorları dert açacağımız şahsı seçmemizi tembih ederler. Çünkü her şahsa dert açılması mümkün değildir. Kendisine dert açılan adamın doktor, kanun veya din adamlarından biri olması da şart değildir. Asıl mühim olan, bu şahsın duyan, anlayan ve yardım eden biri olduğunu hissetmektir. (Dr. Polat Has -Sadeleştirilmiş ve özetlenmiştir. -dinibil.com)

KONUYU ANLADIK MI?
http://www.dinibil.com/default.asp?L=TR&mid=1170



Bütün konular: 2323
Bütün postalar: 2386
Bütün kullanıcılar: 23
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
Bugün 242 ziyaretçi (402 klik) kişi burdaydı!

Copyright © 2012 Gizemliilimler.Blogspot.com | Gizemli İlimler | Tüm Hakları Saklıdır | İBRAHİM KARAMAN | Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol